Bu Blogda Ara

31 Mart 2016 Perşembe

ŞİRİNCE


Kıyamet kopcek dediler herkes toplaştı ya, kopmadı ama kopadabilirdi hani, işte orası “Şirince” J

“Şu yeryüzünde cennet diye bir yer varsa, bizim kırkınca cennetin bir parçası olması gerekir”  demiş Şirince doğumlu Yunan Yazar Dido Sotiroyo ‘Benden Selam Söyleyin Anadoluya’  adlı kitabında.
Sırası ile Kırkınca, Kirkince, Çirkince isimlerini alan köye Cumhuriyet döneminde dönemin Valisi tarafından Şirince adı verilmiştir. Eski bir Rum kasabası olan Şirince den, mübadele sonrasında yaşayan Rumlar ayrılmış, bu bölgeye Kavala' dan gelen Muhacirler yerleştirilmiş.
Günümüzde ise Evleri ve şarap üretimi ile herkesin ilgi odağı haline geldi.
 
ilk olarak Gülben Ergenin düğün fotoğraflarından gördüğümüz ŞirinceJ asıl patlamayı 2012 de yaşadı. Maya takvimine göre 21 Aralık 2012'de kopacak olan kıyamette güvenli bölge olduğuna inanılan Şirince birçok ülkeden turist akınına uğradı. Benim ülkemin güzel İnsanı da kendi topraklarında ki bir yeri daha Turistlerden öğrenmiş oldu.
 
Mandalina ağaçlarının kokusu eşliğinde köye ulaşıp dar taşlık yollarında yürüyüş yaparak gezimize başladık. Öncelikle çarşı içinde ki dükkanları biraz dolaştıktan sonra, Şarap tadımı ve alışverişi için hemen bir atölyeye gittik. Buraya kadar gelmişken meşhur meyve şaraplarının tadına bakmadan dönemezdik. Atölyede şarapların yapımı hakkında bilgi aldıktan sonra az az hepsinin tadına baktık. Elma, vişne, çilek, karadut, böğürtlen gibi daha birçok seçeneğiniz var. Benim tercihim genellikle çilek ve vişneden yana olduğu için bu sefer yanına birde karadut ekleyip alışverişimizi tamamladık.
 
Sonbaharda geldiğimiz için sanırım, kalabalık değildi kasaba. Rahatça gezme ve insanlarla sohbet şansımız vardı. Adı gibi şirin bu kasaba gerçekten insanlarıyla da içten ve cana yakın.
 
Şirince fotoğraf meraklıları içinde güzel bir yer bence. Manzarası, Evleri, sokak araları güzel bir arka fon oluşturuyor. Özellikle tepeye yürüyüp Kiliseye vardıktan sonra Şirinceye kuşbakışı bakabilir ve o güzel manzarayı arkanıza alabilirsiniz.
Biraz dinlenmek istiyorsanız en iyi adres önünden geçerken mis gibi kokusu ile sizi davet eden Tarihi Çınaraltı. Kahve sevdalıları olarak biz bu kokuya daha fazla kayıtsız kalamadık ve kahvenin iyisi közde pişenidir deyip attık kendimizi içeriye. Oturmak için ayrılan her kısımda kahve pişirmek için ayrı ocaklar var. Siparişinizi aldıktan sonra kahveyi gelip masada sizin önünüzde yapıp hemen servis ediyorlar. İçtiğim en iyi kahvelerden biriydi gerçekten.
 
Yol kenarlarında teyzelerin satmış olduğu el işi hediyeliklerden, bitki, meyve ve çaylardan da alarak hem doğal ürünler elde etmiş hem de birazda olsa kazançlarına yardım etmiş olabilirsiniz.
Yolunuz Şirinceye düşsün diye beklemeyin biran önce plan yapın buraya gelmek için. Geldiğinizde de şaraplardan tatmayı, gözleme yemeyi ve közde damla sakızlı Türk kahvesi içmeyi unutmayın derim.

Mayalar haklı arkadaş, kıyamet kopsa bile bu güzellik kalırdı sadece.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder